EDEBÎ METNİN DİLİ DOĞAL DİL MİDİR? Prof. Dr. Rıza FİLİZOK

Şubat 1st, 2010

EDEBÎ METNİN DİLİ DOĞAL DİL MİDİR? Prof. Dr. Rıza FİLİZOK

Değerli okuyucum,

“Edebî metnin dili bir doğal dil midir?” diye sormuşsunuz.  Sorunuza kısaca cevap vereyim: Bu sorunun eski “dil bilgisi” bilimine göre cevabı “evet”, yeni “gösterge bilimi”ne göre cevabı “hayır” dır. Kabul etmemiz gereken de yeni bilimin cevabıdır, yani günümüzde bu soruya “HAYIR” cevabını vermemiz gerekmektedir:

Klasik dil bilgisi, dilleri, ortaya çıkış şartlarına göre iki kısma ayırır:

1)Doğal diller: Bunlar, Türkçe ve İngilizce gibi zaman içinde ve bir toplum tarafından geliştirilmiş olan dillerdir.

2) Yapay diller: Bunlar, Esperanto gibi, trafik işaretleri gibi  bilginler tarafından yahut bir sosyal grup tarafından yapay olarak yaratılmış dillerdir. Klasik dil bilgisine göre bir edebî metin, doğal bir dildir.

Buna karşılık, gösterge bilimi, “doğal dil” terimini bir “indis” olan doğal anlatımlar için kullanır. (Bir şeyin parçası bize bütünü anlatıyorsa, bu bir indistir: Kapının altından kedinin kuyruğunu görürsem, dışarıda bir kedinin olduğunu anlarım. Kuyruk, bir indistir, dolayısıyla bize kediyi anlatan doğal bir dildir.): Gösterge bilimine göre, mesela duman, ateşin varlığını bize doğal olarak gösterir, bundan dolayı doğal bir dildir. Aynı şekilde yüzün sarılığı hasta olduğumuzu gösterir, bunlar doğal dillerdir. Buna karşılık Türkçe yahut İngilizce gibi asıl diller, nesnelere keyfî olarak ad verirler, dolayısıyla verdikleri adlar zorunlu değildir. Türkler masaya başka ad ingilizler başka ad vermiştir. Dillerdeki adlar doğal değildir, adla nesne arasında zorunlu bir ilişki yoktur ama hastalığı gösteren yüzümüzdeki sarılık doğal bir göstergedir.  Sonuç olarak, “gösterge bilimi”ne göre diller ve edebî metinler doğal dil değildir.

Sitemizdeki “Gösterge ve Anlam” başlıklı yazıda bu konuda daha geniş bilgi vardır:

“….Bilim, tabiî işaretlerle ilgilenir, sanat, dil ve semioloji,  sun’î, toplum tarafından yaratılmış işaretlerle ilgilenir. Sun’î toplumsal işaretler, tabiî olanı bir “icone” vasıtasıyla gösteren işaretler ve bir anlaşmaya bağlı, muhaberede (communication) kullanılan  sembol nitelikli işaretler olmak üzere ikiye ayrılır. Bu işaretlerin birinci tipi sanatta, ikinci tipi dilde ve sosyal kodlarda kullanılır. Anlaşmaya bağlı, muhaberede  kullanılan  sembol nitelikli işaretler, sebep-sonuç ilişkisi taşıyan benzerlik ilişkili “iconographique” semboller ve keyfî nitelikli, saf semboller olmak üzere tekrar ikiye ayrılır. bunlardan birincisi sosyal kodları, ikincisi dili ilgilendirir. Bu uyaranlar sistemi içinde dil işaretleri, çağrışımlı, sun’i, toplumsal, sembol nitelikli, muhabereye ait, keyfî ve halis semboller[1] olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak bu gruplandırmanın genel olduğunu, “ses taklidi” kelimeler gibi hususî durumları ifade etmediğini de belirtmemiz gerekir…”


[1]Burada sembol kelimesi, geniş manasında kullanılmıştır.

Kategori: Gösterge Bilimi/Semiotique | EDEBÎ METNİN DİLİ DOĞAL DİL MİDİR? Prof. Dr. Rıza FİLİZOK için yorumlar kapalı

Comments

Cevaplar kapalı.